Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle çocuklarının idolü; 1000 Çiftçi 1000 Bereket Programı’nın lider çiftçilerinden Ceylan Karaoğlan’ın Tire’deki evine konuk olduk.
Tire’nin 15 km ötesindeki Peşrefli köyünde oturuyor Ceylan Karaoğlan. Eşi Aydın bey ve oğlu Mustafa ile birlikte. Küçük kızı Mevhibe, Aydın’da ebelik okuyor. Şehir dışında çocuk okutmanın çok masraflı olduğunu söylüyor Ceylan Hanım. Özlem de cabası. Diğer kızı Nazife ise İstanbul’da. Geçtiğimiz yıl Kocaeli Üniversitesi’nden mezun olan Nazife Karaoğlan, bu yıl İstanbul’da özel bir hastanede hemşire olarak görev yapıyor.
Ne kadar gururlansa az elbette. Anlatmaya doyamıyor, Instagram’da paylaştığı her fotoğrafın, hikayenin ise ilk izleyicisi. “Bak, doğuma da girmeye başladı” diyerek gösteriyor kızının hikayelerini, yanakları mutlulukla pespembe. Çocukları en büyük mutluluğu, gözlerinden okunuyor.
Bir yandan da çayları koyuyor. İnsan düşünmeden edemiyor, bir an bile durmayan bu genç kadın hiç yorulmuyor mu? “Sabah 6’da kalkıyoruz” diyerek başlıyor anlatmaya. “Hayvanların yemini veriyoruz. Oğlumla iş paylaşımı yaptık, sağolsun, bana çok yardım ediyor”. Öncelik hayvanların, daha kendileri iki lokma yemeden onları doyuruyorlar.
Hayvancılık, Karaoğlan ailesinin asıl geçim kaynağı olduğundan günün ilk işi onlarla ilgilenmek. Öyle az buz da değil sayıları. Tam 57 büyükbaş, 42 koyun, 60 tavuk, 2 de köpekleri var. Hepsinin de bir ismi. Kara buzağının adı Naomi örneğin, sevimli suratıyla konuklara hemen kendini tanıtan inek ise Jennifer. Tokyo, Berlin, Nairobi isimlerini duyunca ise hemen anlıyorsunuz, Ceylan Hanım’ın çocukları La Casa de Papel takipçisi.
Tek Mola Yağmurda
Hayvanların kahvaltısı bittikten sonra kendi kahvaltılarını ediyor aile. “Sonra kalan işlere devam ediyoruz. Çarşıya gidilecekse gidiyoruz. Zaten kışın zeytinle, yazın mısırla uğraşıyoruz. Hiç boş kalmıyoruz.” Tek molaları, yağmur. Yağmur yağarsa onlar da duruyorlar ama bu moladan memnun oldukları söylenemez.
Hayvancılığın mesaisi hiç bitmiyor diye de altını çiziyor. Akşamüstüne doğru ise ineklerin sağımı başlıyor. Her gün, aynı saatlerde, aynı titizlikle. Ve ardından sütler toplanarak kamyonete yükleniyor ve Tire Süt Kooperatifi’ne götürülüyor.
2003’te önce eşi Aydın Bey ortak oluyor kooperatife, 2004’te ise kendisi. Özel sektörü kaygan bir zemin gibi gördüğünden ürününü belirli bir fiyattan sürekli satabiliyor olmak daha güvenli geliyor belli ki.
Bunun karşılığında yem, mazot, ekipman ve işçilik gibi ihtiyaçlarını da sütün getirisiyle karşılayabiliyor kooperatiften. Ama masraflarının ne kadar ağır olduğunu da her fırsatta dile getiriyor.
“Su kendimizin. Üç sene önce artezyen yaptırdık. Fazla su gitmesin, hem de verimimiz artsın diye damla sulamaya geçtik. Ama bununla bitmiyor. Elektrik çok geliyor, bir de bunun gübresi, mazotu var.” Hayvancılıkta kullanmak üzere kendi mısırlarını, buğdaylarını, arpalarını yetiştirseler de “Kendimizi ancak döndürüyoruz” diyor Ceylan Hanım.
Bugüne dek attığı her adımda geniş vizyonu kendini göstermiş aslında. Daha önce pamuk ekimi yapan aile, yıllar içinde zahmeti ve getirisini karşılaştırıyor. Onca emek, defalarca sürülen tarlalar ve yılda bir kere ürün veren pamuktan vazgeçip mısıra geçiyorlar. “110 günlük tohum aldım mesela bu yıl” diyor Ceylan Hanım.
Ürünü 110 gün içerisinde topladıktan sonra tarla boş kalmadan bir daha ekecek ve yıl sonu gelmeden bir daha ürün alacak. “Allah nasip ederse” demeyi de ihmal etmiyor. İkinci ürünleri topladıktan sonra ise arpa ve buğdaya sıra geliyor. Yılda üç defa ürün alan bir toprak sahibinden mutlusu var mı?
Mısır, Ekstra Kazanç Kaynağı
Ama 50 dekar tarlanın sahibi Ceylan Hanım, “iki çocuk okutuyorum, kendimizi döndürüyoruz ama birikim de yapmamız lazım. Onun için hayalim yeni arazi almak” diyor. Planı yine mısır ekmek. “Hayvanların verdiği süt oranı mısırla yemlendiklerinde daha fazla oluyor” diye ekliyor. Bir de oğlunun istekleri var elbette. Zira kendisiyle birlikte çiftçilik yapan oğlu da yenilikleri takip ediyor. “Bilgisayardan alet, ekipman bakıyor. Çift çeker traktör istiyor mesela o da.” Hem yevmiye çıkarmak için, hem de yardım olsun diye komşu tarlalarda da çalışan 21 yaşındaki oğlu, daha önce dışarıdan ücret karşılığı yaptırdıkları birçok işi üstlenmiş durumda.
Ceylan Hanım, 1000 Çiftçi 1000 Bereket Programı’na katılmaya da oğluyla birlikte karar vermiş. Ama kendisi biraz daha aktif. “Ziraat Odası üyesi olduğum için her yere girip çıkıyorum” diyor gülerek. Tire’de lider çiftçi seçilmesi de boşa değil. Enerjisi, güleryüzü ve girişimci ruhuyla sadece 1000 Çiftçi 1000 Bereket toplantılarının değil, Tire’nin de ilerici yüzü.
Bugünlerde gündemi program kapsamında gerçekleştirilecek toprak analizi. Zira programın başında oluşturulan ve ziraat mühendisleriyle çiftçilerin 7/24 birbirine ulaşabildikleri WhatsApp grubundaki tüm yazışmaları takip ediyor, gelişmeleri okuyor. “Nihat Bey gelecek, bakalım neler diyecek?!” diyor. Toprağından en iyi verimi almak için her gün alın teriyle çalışan ve kendini geliştirmekten çekinmeyen Karaoğlan, “Çiftçiliğin her şeyi zor. Ama biz yetiştirmeyi, ekmeyi, biçmeyi, toprağımızı seviyoruz. Başka da işimiz yok” diyor.