EN
Dünya Kadın Çiftçiler Günü

 

Tarımın Geleceği: Bilinç, Eğitim ve Kadın Çiftçiler

 

Önce yağış, sonra soğuk ve don. Hemen ardından yüksek sıcaklıklar ve kuraklık… İklim krizine bağlı bu ani ısı değişiklikleri dünyanın tek sorunu değil… Pandemi, savaşlar, nüfus artışı ve daha birçok küresel zorluk akıllara dünyanın nasıl besleneceği sorusunu getiriyor.

 

Beslenme ve gıda güvenliği konularının merkezinde yer alan tarım, hepimiz için hayati bir öneme sahip. Üniversiteler, kurumlar, devletler ve girişimler kalıcı çözümler üretmek için birlikte çalışıyor. Çözümlerin ana odağı ise ‘bilinç’ ve ‘eğitim’…

 

İşte bu yüzden, 2008 yılından beri her 15 Ekim’de kutladığımız Dünya Kadın Çiftçiler Günü, Birleşmiş Milletler’in kadınların tarımsal üretimde, kaynakların sürdürülebilir kullanımında ve gıda güvenliğindeki konumlarını tartışmak ve eğitimi odağa taşımak için ilan ettiği en anlamlı günlerden biri…

 

2015 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları çerçevesinde, 11 amaçla katma değer yaratan 1000 Çiftçi 1000 Bereket Kurumsal Sorumluluk Programımızın Proje Müdürü Gupse Süren’e bu güne özel 2 soru sorduk.

 

İyi okumalar dileriz!

 

Gupse merhaba, bu günün anlam ve önemine dair neler söylemek istersin?

 

Çok teşekkür ederim öncelikle. 1000 Çiftçi 1000 Bereket kapsamında KONDA Araştırma ile gerçekleştirdiğimiz “Çiftçinin Zihin Haritası” araştırmamızın da sonuçlarında yer aldığı gibi tarım sektörü aslında kadın ve erkeklere neredeyse aynı oranda istihdam sağlayan bir sektör olmasına rağmen cinsiyet ayrımcılığının da en çok görüldüğü alanlardan biri. Kadınlar ataerkil sosyokültürel yapı nedeniyle, tarımsal üretimde özneden ziyade süreçteki takviye kuvvet gibi görülüyor.  TÜİK verilerine baktığımızda tarımda çalışan kadınların %77’si ücretsiz aile işçisi olarak görev alıyor.  Ayrıca tarımda, Türkiye’nin birçok bölgesinde aynı iş için kadın ve erkek arasında farklı ücret uygulaması göze çarpıyor.

 

Oysa orta okul yıllarından hepimizin aklındadır. “Türkiye coğrafi konumuyla dört mevsimi yaşayan ve çeşitli iklim tiplerine rastlanan nadir ülkelerden biridir. Ürün çeşitliliği ile bir tarım ülkesidir”. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan, tarımın beşiği olarak nitelendirebileceğimiz, adı üstünde ‘Ana’dolu topraklarını kadın-erkek birlikte işliyordu. En kadim mesleklerden biri… Atatürk’ün bu konuyla ilgili çok güzel bir sözü var: “Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu köylü kadınının üstünde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını 'Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim' diyemez.” Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında düşününce daha da anlamlı geliyor bu söz.

 

Temelinde bir ‘yetiştirme’ meselesinden bahsediyoruz. Aileden başlayarak toprağa uzanan, emek içeren bir yolculuk bu. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının güçlenmesi, küresel bir öncelik olarak Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin en kritik maddelerinden biri. Kadınların kendi toplumlarına erkekler ile eşit oranda katkı yapması ve insani gelişmenin sağlanması için eğitimin büyük önem taşıdığının hepimiz farkındayız.

 

Ayrıca, Dünya Kadın Çiftçiler Günü, kadınların gıda ve tarım ekosistemindeki ve ekonomideki hayati rolüne dikkat çekmek için 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nden bir gün önce ilan edilmesiyle de bence önem taşıyor.

 

‘1000 Çiftçi 1000 Bereket’ demişken, programda kaç kadın çiftçi var? Hangi fırsatlardan yararlanabiliyorlar?

  

1000 Çiftçi 1000 Bereket’in beşinci yılındayız. Bugüne kadar 21 ilimizde 5 binden fazla çiftçimize ulaştık. 600 bin dekarın üzerinde bir alandan bahsediyoruz. Her yıl yüzde 20’ye varan verim artışı yakalıyoruz. Şu anda toplamda 100’e yakın kadın çiftçimiz yer alıyor.

 

Programda öncelikli hedefimiz çiftçilerin verimini ve refahını dijital tarım araçlarıyla artırmak. Şu anda ise ‘onarıcı’ tarım uygulamalarını yaygınlaştırırken tarlada kadın çiftçi etkinliğini artırmayı odağımıza alıyoruz.  

 

Çünkü, tarım kadın emeğinin en yoğun olduğu, buna rağmen en görünmez olduğu sektörlerden biri. Tarımda kadınlar “ücretsiz aile işçisi” olarak tarladan sofraya kadar tarımsal üretimin tüm aşamalarında, çapalamadan dikime, sulamadan paketlemeye kısacası tohumdan hasada, her aşamada aktif olarak görev alıyor. Sabah gün ağarmadan başladığı tarladaki işine, havanın kararmasıyla paydos yapıyor. Bu sefer de evdeki yemek, ev işi, çocuk bakımı mesaisi başlıyor. Bu nedenle kadınlara “Gizli Kahramanlar” diyebiliriz.

 

Kadın emeği ve tarımsal üretim odağında sektöre dahil olmaları, eğitim almaları ve tarımsal bilgilerini artırmaları çok önemli. Bu sebeple çiftçilerimize düzenli eğitimler ve danışmanlıklar veriyoruz. Onarıcı tarım uygulamaları ile ilgili bilgilendirmelerin yanı sıra, dijital tarım araçlarına erişim, tarlada iş sağlığı ve güvenliği, lisanslı depoculuk, finansal okuryazarlık gibi birçok eğitim olanağı sağlıyoruz.

 

Bu vesileyle tekrar tüm kadın çiftçilerimizin gününü kutlamak isterim. Sadece tarlada değil, aynı zamanda ailelerin ve toplumların temel direği olarak da büyük bir rol oynuyorlar. Tarımın değerini öğretirken, aynı zamanda eşitlik, güçlü dayanışma ve sevgi dolu bir aile ortamı yaratıyorlar. Emek veren tüm kadınların günü kutlu olsun!

Çerezler gibi teknolojileri, sitenin işlevselliğini optimize etmek, sosyal medya ile entegre etmek, sitemizi ve üçüncü taraf web sitelerini ziyaret ettiğinizde tarafımız ve üçüncü taraflarca sizinle alakalı reklamların sunulmasını sağlamak, trafiğimizi ve site performansımızı analiz etmek ve web sitelerimizdeki deneyiminizi iyileştirip kişiselleştirmek için kullanıyoruz. Daha fazla bilgi