Mısırın tarladan soframıza ve yem olarak hayvanlara ulaşmadan önce uğradığı bir durak var: Silo. Mısır ve diğer tahılların kalitesini yitirmeden, yıl boyu kullanılmak üzere depolandığı silolar, yıllar içinde kazandıkları teknolojik özelliklerle, görevlerini çok iyi yerine getiriyorlar. Çuval ve ahşap ambar gibi eski usul saklama yöntemlerinin yerini alan silolar kontrol, havalandırma ve otomasyon sistemleri içeren dev çelik yapılar.
Tarladan toplanan mısırlar, depoya konmadan önce kapalı bir alanda dinlendirilip, ardından kurutma işlemine alınıyor. Mısır kurutma makinesiyle kurutulan mısırlar siloya doğru yola çıkıyor. Mısırlara aylarca ev sahipliği yapan silolar, küflenme ve böceklenme gibi koşulların önüne geçmek üzere akıllı bir sistemle donatılıyor. Bu sayede yıl boyu mısır kaybını önleme ve mısırın kalitelisini koruma işlevini yerine getirerek, bizim sağlıklı ve güvenli mısıra ulaşmamızı sağlıyor.
Bir Silonun Anatomisi
Her türlü hava koşuluna dayanıklı olmak üzere tasarlanan siloları anlatmaya önce çatısından başlayalım. Bir silonun çatısı yüzde 30 oranında eğimli oluyor. Bunun nedeni tahılla çatının temas etmesini önlemek. Ayrıca silonun içiyle dışı arasındaki sıcaklık farkı nedeniyle iç yüzeyde oluşabilecek nemin önüne geçiliyor.
Mısırın etkin bir şekilde havalanması, içerdeki nemin artarak küflenmeye yol açmasını önlemek için çok önemli. Silonun çatısında yer alan havalandırma bacaları ve silonun içindeki fanlar, doğal hava dolaşımı sağlayarak mısırın uzun süre tazeliğini korumasına yardım ediyor.
Siloda depolanan mısırın rutubet değerini düzenli olarak ölçmek için sensörler kullanılıyor.
Siloya girmek ve içindeki tahılı kontrol etmek için, içinde ve dışında uzanan merdivenler kullanılıyor.
Silonun tabanı düz ve konik tabanlı olmak üzere iki çeşit oluyor. Yaş mısırın kurutma öncesi depolanması gerektiğinde, silonun koni şeklindeki tabanı kullanılıyor.
Mısırın üretime girme vakti geldiğindeyse, silonun tabanında 360 derece dönen dip sıyırıcılar iş başı yapıyor ve mısırı boşaltıyor.